15 Şubat 2013 Cuma

bazen kolunuz, bacağınız, kalbiniz, beyniniz fazla gelir ya..
var ama gereksiz, ağırlık üstüne ağırlık getirir..

o kadar donuk somutluğun içinde tek hissettiğiniz soyut olduğunuzdur.

ya da..

soyut olmak için yalvarmaktır..

belki "ben ne yapıyorum?" için
belki "neden ben?" için
belki de sadece yaptıklarınızın farkında olup, geçmişte bırakmak için.

geçmiş dediğim bazen çamur, bazen kar..
mutlaka kalacak arkada bir ayak izi..


"geçmişi olmayan kadın" kadın olmaz ya bence, o da ayrı..


ben ne yaptığımı bilmiyorum ya da ne istediğimi..
yaptığımdan memnun olup, olmadığımı..
yapabilir miyim bilmiyorum..

çokluk içinde yokluk'tayım.

konuşmak istediğim çok insan var, çok şey paylaştığım, düşündüğüm, sevdiğim..

belki onlar da çok dolular, kızgınlar belki de ama olur ya hani "azar işitecek kalbim yok şu an". sadece ilgiye ihtiyacım var..

ama ben, söylemeden, konuşmadan bekliyorum o da ayrı.
dedim ya işte, kızıldığında bana ayakta durabilecek kadar dimdik hissetmiyorum kendimi, o kadar güçlü değilim..


bana kızmayın ne olur..



kızmayın..





özür dilerim yapmam gereken tek şey ufak bir hareketken, kendi içime çöktüğüm için..

açılmaya çekiniyorum.

tekrar söylüyorum, korkuyorum..



çünkü ben bu aralar kendimi tozlansın diye bir dolap arkasına attım sanki..





ve bunun adı "bile bile lades"..









sadece özür dilerim..
anlayın lütfen..