6 Nisan 2013 Cumartesi


ne çok dinler oldum;  "Sevmeden Geçer Zaman.."


Sarkıttım isimsiz derin sulara
Bir oltanın ucuna takıp kalbimi
Yem olmuş duygular faşizmiydi aşk
Hep başa sarmıştı küstüğümde hayata

Devretmiş dertler şehrinde
Aynı güne uyanırken
Mişli geçmiş çöker üstüme
İstesem de bugünü hiç yaşayamam

Yok ki sonrası durmuşsa zaman
Günün birinde
Bozulmuş kalbin çok kırılmadan
Sevmeden geçer zaman

Unutursun günün birinde
Bir yabancıyla uyanırken
Mişti dersin geçer üzülme
İstesem de dünü sana yaşatamam

Yok ki sonrası durmuşsa zaman
Günün birinde
Bozulmuş kalbim çok kırılmadan
Sevmeden geçer zaman


"kısmet"

hayatta büyük konuşmamak gerekmiş..

söylediğim 2 lafı da yaladım yuttum, 3. yü ekliyorum sabırsızlıkla..
allah'ın hakkı 3'tür deyip bırakacağım kendimi bir yerlerden..


zeynep "kızım ne bu halin 5 yılı kalmış, 80 yaşındaki teyzeler gibisin?!" diyerek dürtmeye çalıştı beni ama yanaklarımdan akan yaşlar birleşip tekrar kalbime doğru yol aldı..

nedir bu kısır döngü?
neden?


ben kimseye kızmıyorum aslında; annem, kardeşim, murat size kızmıyorum..

belki ben de biraz bencil olsam, "ne olur ağzını aç bir şeyler söyle, iste bileklerimi keseyim" diye bekleyen biri görsem karşımda kullanırım.
belki..




ben kendime kızıyorum, nasıl inandım, nasıl güvendim, nasıl bu kadar kör olabildim..
"bu kadar aptalmıyım ben?!" diye kızıyorum..




44 ay..
aralıksız aptalmışım mesela ben..
ya da abdal..
her neyse işte..




ne kadar inanmış güvenmişim..
gerçekten sana değil kendime bu söylediklerim..



öyle yorgunumki, öyle üzgün..






parmağımdaki yüzüğü çıkartım baktım..
o da o kadar yıpranmış ki, ne rengi kalmış ne da üzerini süsleyen güzel taşları..
oysa bu haliyle ilk günkünden daha değerli, bana benziyor..
gri kaplamaları soyuldu, altından yaraları çıktı kahverengi kahverengi..
gözümden akıttığım yaşlar gibi de düşmüş taşları, kim bilir nerede, ne zaman düştü?
18 taştan 8'i yerinde değil şimdi, bomboş yerleri..

benim içimdeki boşluklar gibi..
ama..
ama halen boşluktan daha fazla doluyum..
ama halen seviyorum..





ben de yaşıyorum değil mi?
benim de hayallerim var..
hayallerim..








hayallerim..





yapmam gerekenler var, hayallerim ve hayallerimi düşlediklerim için..
beraber olduğumu düşündüğüm için..


dünya'nın en pislik işinde çalışıyorum.
o nefret ettiğiniz kart satmaya çalışan insanlardanım..
astronomi okudum ve ben astronomi yapmak istiyorum..







kaybolup gitsem "arayanım olur mu acaba?" diye düşünüyorum..
SANA iyi gelirken ilgi, alaka ve sevgiyle, kendimi öldürdüm..
karşılığını hissetiğimi düşündüğüm her an sanki yokmuş gibi şimdi..




sevilmek bir tarafa değerli değilmiş gibi hissetmek ne kadar aşağılayıcıymış..

hiç mi bir şey yapmadım diye düşünüyorum, aklımı kaybedecek gibi oluyorum..
hiç mi bir şey yapmadım senin, sizin için?
hiç mi?





ben mutsuz ve umutsuzum..



hiç birşeyden pişman değilim, hiç bir şeyden..


aslında ben sadece kendime kızıyorum..


kendime..













peki sen..