27 Kasım 2011 Pazar

yıldıztozu ailesi'nden yasemin'e minnettarım sözleriyle varlığını yanımda hissettirdiğinden..
teşekkür ederim..
özel biletlerle konsere gitmişliğimiz yok.
ama bu yaz çok güzel bir tatil yaptık.
INTERRAIL SÖZÜ verildi ama tutamadık.
bidi bidi budu budu..







fuck!!

daha asker yolu gözleyeceğim!! huzurlarınızda isyankar rapçi..

acaba diyorum mutsuzluğunun içinde ona mutluluk vermeye çalışırken mutsuz olduğumun farkında mı?
ve zorlanıyorum. çok zorlanıyorum.
"hehee ps3 aldım" lafını duymak istemiyorum bizim başka dertlerimiz var iken.
çikten ibaret bir ps3 için ayrı kalmak istemiyorum. iş için güç için.

beklerim beklerim de. 30 da artık.. 30 doğurmaktan ölmek demek bence. ben anlayamıyorumki.
bu muhabbeti yapmak dahi istemiyorum. ÜZÜLÜYORUM ÇOCUK, Ü ZÜ LÜ YOR UM! 

hastanım, hastayım. 

tıbb-î vak'a olmak ne onur verici. 


8 Kasım 2011 Salı

ve ben deliriyorum..

roller değişti..

baba görevde, uzaklarda..
anne evde odasına kapanıp, bunalımlarda..
kardeş.. fiyuuu!! ergenliğin everest'ine tırmanışlarda..


önce o, sonra bu, ardından şu, devamında onlar, bunlar ve şunlar da söyleyince kabullendim.
evin annesi benim.
haftanın 5 günü evde olmak, bulaşık, çamaşır, yemek, temizlik..

YAZIK DEĞİL Mİ OLMM BANA?!!
24 yaşında, 3 senedir 4. sınıfta olan "ohuyom ben yaa" modlu öğrenciyim ben.

param da yok zaten..
eşşşşşek kadar oldum diye 3~5 lira bir şey dahi vermiyorlar..
ki bayramdan medet ummaktaydım..


konuşacak bir kişi var o da 5,5 saatlik bir mesafede, telefon yakınlığında..


sinirliyim, sabrım kalmadı..

"ayyy sineeeğğm.. ne kadar sinirlisin!!" gibi şeyler duymaktan bıktım. "canın mı sıkkın?" ya da "bir şey mi oldu canını sıkan? konuşmak ister misin?" diyecek biri yok yamaçlarımda.
lost'taki kutup ayısı mıyım neyim anlamadım ki.
vurun beni, vurun da huzura kavuşayım..



ÇOOOK YALNIZIM BE ATAM, ÇOOK YALNIZIM..

28 Eylül 2011 Çarşamba

siz hiç korktunuz mu kararsız kaldığınızda o'nun "gitme" demeyecek olmasından?

10 Eylül 2011 Cumartesi

bazen esen rüzgâr götürürken eskileri, bazen de geri getiriyor..
bu zamanlar üstüste yaşadıklarım, duyduklarım, izlediklerim rüyalarıma girip, kabus olarak bitiriyor gecemi.
unutmuşken ya da unutmuş gibi davranırken o kadar ağırlaşıyor ki, kafam ağrıyor, yüreğim sıkışıyor..
"nasıl?" diyorum, utanıyorum, kızıyorum..
çok sinirleniyorum..
içim içimi yiyor, haykırmak istiyorum yüzüne..
uyuyamıyorum öncekiler kadar rahat, rüya görüyorsam da hatırlayamıyorum kabusların yanında..




aklımdan önce, yüreğim karışık..







bir şeyler var..

işte..















ve doğum günüm yaklaşıyor, beklenti içine girmeli mi, bilmiyorum..

15 Temmuz 2011 Cuma

..




başımı ellerimin arasına alıp peşin sıra aşk filmi izlemek..




..

13 Temmuz 2011 Çarşamba

yorgunum..

kalbim yorgun. kalbim acıyor.
1'er 1'er atılan zarların köşeleri deliyor kalbimi içten içten..

gururuma yediremeyip ağlamamak üzere dişlerime yüklediğim mutsuzluğum burnumu yakıyor.
mutsuzluğumda artık sadece gözlerim doluyor.

nasıl olur? nasıl?
hafif duygusal insan ruhunda içime işlemiş durumda sözler, konuşmalar..

soyut hissetmek belki en iyisidir diye, balkona kapatıyorum kendimi, camları açıp, ciğerlerimi temizliyorum derin bir nefes eşliğinde gözlerimi kapatarak..


bırakmak istiyorum kendimi sadece benim olduğum belime kadar gelen bir buğday tarlasına sırt üstü..




sol göğsümün altında var olan doluluğun ağırlığına antikor oluşturuyormuş gibi..








ama çok sevdim, çok seviyorum..


angel's wings carried him to me..

11 Temmuz 2011 Pazartesi

4 Temmuz 2011 Pazartesi

2 Temmuz 2011 Cumartesi

21 Haziran 2011 Salı

boynumdaki kara ben, büyüyor gün geçtikçe..



















hatırlıyorum da..



sadece..

sadece bazen olanlar çok zor..

11 Haziran 2011 Cumartesi





http://www.erkekarkadas.org/

8 Haziran 2011 Çarşamba

yanımda birileri olsa..
sarılsam, hüngür hüngür ağlasam..

hiç sesini çıkarmadan, nedenmiş, neymiş diye sormadan gözyaşımı silip, saçlarımı okşasa..

ben hıçkırdıkça, daha sıkı sarılsa..




derdim, tasam, kaygım her şey uçsa gitse uzaklara..

yalnızım ben bugün, çok yalnız..

6 Haziran 2011 Pazartesi

20 Mayıs 2011 Cuma

Aşk bitmez..
Aşkım hiç bitmez..



19 Mayıs 2011 Perşembe

bazen, bir şey izlersin..

bir şey olur ve zamanında hiçbir şey hissetmediğin durum, o an ağzına sıçar..
etkisi sürer..


tetikleyici unsur diye bir şey varmış..






çünkü an itibariyle cesaretime, güvenime, tamamı ile kendime hayran kalmış durumdayım.
tek başıma..

aferin bana..








cahil cesaretinin kazanılmış öğrenilmişliği..

çok üzgünüm..

13 Mayıs 2011 Cuma

derlerdi ki, "sıçar ağzına, öldürür, kara sevda olur"..

ağzıma sıçılıyor evet, bazen öldürüyor.. ÖZLEMEK..



canımın içi, eşim'i özlüyorum..
yanındayken daha sıkı sarılıyorum koluna, daha çok sığınıyorum o'na..

ben aşık oldum birisine..
öyle biri; tek..
gerçekten varolan tek..

içim titrer, nabzım hızlanır..
evreni bilek boyundaki yumuşak çimler üzerinde papatyalar kaplar..
tazelik getiren hafif bir rüzgâr eser..

dokununca, durur dünya..
her şey enerjisini verir bize..
kanatlarım çıkar, ayaklarım yerden kesilir..



ve gözlerimden taşar mutluluğum, huzurum..





özledim sevgilimi..
çok özledim..

meclis parkı'nı gün boyunca işgal edişimizi; kilimimizi benim en rahat edeceğim(en börtüsüz~böceksiz) yere serme çabalarını; ben "hımmgh, şuraya mı gitsek?" dediğimdeki ifadeni :) ; sana çay koyarken, dizime yatıp gazete okumanı özledim..


sesini özledim..
saçımı okşayışını..


"zeynebimm" deyişini..





orta karar bütçemizle, en olmadık yerlere girip, tek kaşımız havada gurme tadında yemekleri denememizi..

chai tea latte içerkenki keyfini hissetmeyi..




ciddi bir şey konuşurken, kaşını kaldırıp, gamzelerini ortaya çıkartarak, sakalınla oynamanı seyretmeyi.. (HAT TRICK!) ;)

ders anlatmanı..
ve beni ikna çabalarını..


gözünün en içinden öpmeyi..




arı korkusu ve 2. vites!! 
baskılar~ev.....!!  :D







kaşını, gözünü, bıyığını, kokunu, koşuşunu..
özledim viktorish, özledim! 





seni seviyorum..

28 Nisan 2011 Perşembe

o kadar doluyum ki sana karşı; kelimeleri yetiremiyorum..

çok seviyorum seni..
canımın içi..


umutsuzluğa kapıldığım her an, aniden belirip umutlarımı kendi sırtına alıp taşıyan bir adam var..
elimden tutan..

21 ay..
2 seneye adım adım..
2 sene..

ruhumu temizleyen, gözlerimi parıldatan, nefesimin tadına vardıran bir eşim var..
teyzesi de demişti zaten "ayy kısmeti çok açık bu kızın" diye..
şükrediyorum..  :)


ilk ankinden daha farklı seviyorum, daha olgun, daha değerli..
her an daha çok..
her gün "aşk güzelmiş be aslında" diyorum, bilmediğimden, öncem olmadığından..
ilk aşk..



içim kıpır kıpır..
eğer ki O varsa, kendimi daha güçlü hissediyorum, daha güvende, daha huzurlu..


film izlerken, korkacağımı hissedip, kedi gibi kıvrılıp sığınıyorum, sokuluyorum göğsüne..
etrafımdan çelikten surlar.. :)



en tatlı uykunun olduğu yer, sevgilimin yanı..


açlık da güzel O'nunla, beş parasız olmak da..
fatura sırasında beklemek de..



kendi çamaşırlarımı makinede yıkarken zevk alacağım ben?!
yeakk yee!! :p
O'nun çamaşırlarını yıkayıp, asıp, katlayıp, yerleştirmek garip bir haz duygusu doğuruyor bende..




gönlümün sahibi..
seni çok özledim, çok..

27 Nisan 2011 Çarşamba

bu aralar canım sıkkın gibi..
yok, sıkkın..

o'ndan mıdır, ondan mı bilemiyorum.
biraz biraz değişikleşiyor sanki bir şeyler..

unutkanlık başladı bu aralar..

kırılganlık..

"kızsal dönem o" değil, olsa keşke, geçeceğini bilirim 3 güne..

annem facebooktan vakit buldukça benimle ilgileniyor..

azıcık buluyor belki ama, o azıcıkta da gözlerime tuvalet kağıdı sokmama sebep oluyor.

aradığımdan birilerini "dertleşecek" (dersler, sevdicek hasreti, dersler, ev, dersler..), gönül çıkıveriyor karşıma.


param yok..
10 tl ile 15 gün geçirebilirim sanırım.
otobüs kartım yok..
arabam var ama benzin koyarsam. param yok ulan, param!!

yok..


sevdiceğe sığınamıyorum..


"bugün şöyle oldu, bugün böyle" vidividisi değil, dün farkettim, nihat doğan var karşımda..
neden ki?








şey..
ben biraz zor durumdayım da..




ilgililere duyurulur..






ilgi ilgi ilgi..

26 Nisan 2011 Salı

nasıl bu kadar can acıtır?

tek..

"zeynep hemen yazmıştır zaten, herkes görsün diye. çok saçma."

yazmayacağım bu sefer, konuşmak istemiyorum.

"çok da fifi.."



ama işte yine de;

cem adrian-sonbahar mtv

13 Nisan 2011 Çarşamba



Drove on by your house today,
I know it's hard to stay away.
It's allright, you pick a fight,
But my heart is on the tray.

Whatever you may think of me
Your know that there'll never be
Someone who loves you more than I do.
One day you will understand
You had me in the palm of your hand,
And I will be gone, I leave you to wonder.

I took a breath, looked at your door,
The times that I've been here before.
Your smiling face, your warm embrace,
Those days are not here anymore.

Whatever you may think of me
Your know that there'll never be
Someone who loves you more than I do.
One day you will understand
You had me in the palm of your hand,
And I will be gone, I leave you to wonder.

Drove on by, I don't know why
It's so hard to stay away.
I kiss goodbye, a teary eye,
It's another lonely day.

6 Nisan 2011 Çarşamba

cansikintisi diye yazılıyor.

5 Nisan 2011 Salı

günaydın.. :)

















kesintisiz güç kaynağım murâdım Muratımm.. :p






hayatım, geleceğim, hayallerim, aşkım.. :*

1 Nisan 2011 Cuma

her yerdeeeee bok vaaaaaaaaar

bugün dünya'nın en hissiz günüydü..
en karasız..

sikik bir gündü işte..


ağız yoktu ki, tadı olsun..



sonra "kısmet", sonra "amaaan", sonra "bomboş" günüydü..


















güzel bir sütlü kahve yapıp, his aşılıyorum kendime.

amin.

31 Mart 2011 Perşembe

bunlar "şey gibi bir şey" tabirindekilermiş meğersem..


Aşkın 50 Belirtisi.. 
buyrunuz efenim..

1- “Seni seviyorum” demeye doymuyorsanız.
2- En bakımsız halinizi bile görmesine aldırmıyorsanız.
3- En bakımsız halinize bile bayılıyorsa.
4- En sarhoş olduğu zamanlarda bile, asla size eski sevgilisinin adıyla hitap etmiyorsa.
5- Eski sevgilinizi gördüğünüzde içiniz kıpır kıpır olmuyorsa.
6- İş seyahatine çıktığında ondan haber alamadığınızda, sinirlenmek yerine, başına bir şey gelmesinden endişe ediyorsanız.
7- Gazetenin 3. sayfasını okurken gördüğünüz kötü haberler sizi çok etkiliyorsa ve “ya o da böyle bir kaza geçirirse” diye düşünüp telaşa kapılıyorsanız.
8- Başınız çok ağrıdığında, uyumanıza yardım etmek için, bütün gece size hikayeler anlatıp, saçınızı okşuyorsa.
9- Birlikte tatlı yaparken çok eğleniyorsanız.
10- Alışverişten sonra sizinle ilgileniyorsa. Ama sadece kredi kartı borcunuzu öğrenmek için değil, aldığınız şeyleri görmek için.
11- Yedekte adam tutmak huyunuz, esrarengiz bir şekilde sizi huzursuz etmeye başladıysa.
12- Sizin için çok önemli bir toplantıda, yüzünüzde bir gülümsemeyle hayallere dalıyorsanız.
13- En aptal aşk şarkıları bile size son derece anlamlı geliyorsa.
14- Eski Türk filmleri sizi ağlatmaya başladıysa.
15- Çevrenizdekiler, sizin çok daha anlayışlı ve pozitif biri haline geldiğinizi söylemeye başladılarsa.
16- Daha telefon çalarken, onun aradığını anlıyorsanız.
17- Siz seyahatteyken, hergün çiçeklerinizi sulamak için size uğruyorsa.
18- Size araba kullanmayı öğretirken, sabrını sonuna kadar koruyabiliyorsa.
19- Saçınızın rengini bir ton bile değiştirseniz, loş ışıkta dahi farkı anlıyorsa.
20- Birbirinizin kredi kartı şifresini biliyorsanız.
21- Annenizle sevgi dolu bir ses tonuyla konuşuyorsa.
22- Annesiyle sevgi dolu bir ses tonuyla konuşuyorsanız.
23- Henüz evlenmeden çocuk isimlerinden bahsetmeye başladıysanız.
24- Onsuz tatile çıktınız ve bütün vaktinizi telefon başında onu ne kadar çok özlediğinizi anlatarak geçirdiniz.
25- Canınız işe gitmek istemediğinde sizin için patronunuzu arayıp hasta olduğunuzu söylüyorsa.
26- Siz
kilo aldıkça, tombul kadınları sevdiğinden bahsediyorsa.
27- Üzerinde son derece eski moda giysiler olsa bile, onunla en yakın arkadaşlarınızın uğrak mekanı olan bara gitmekten rahatsız olmuyorsanız.
28- Size durup dururken çiçek alıyorsa.
29- Size hala oyuncak ayılar ve tüylü köpekler alıyorsa.
30- Ne kadar saklamaya çalışsanız da, bugün sizin için kötü giden birşeyler olduğunu farkediyorsa.
31- Yorgun olduğunda bile size seve seve masaj yapıyorsa.
32- Onun yüzünden eğitiminizi yarım bırakmanın veya kariyerinize zarar verecek bir adım atmanın “fedakarlık” olduğunun farkındaysa.
33- Başınız sıkıştığında ilk aklınıza gelen onun koruyucu omuzlarına ihtiyacınız olduğuysa.
34- Sizin için yemek, temizlik hatta ütü yapıyorsa.
35- Arkadaşlarınızla vakit geçirmeniz ve onun dışında da bir hayatınız olması konusunda sizi destekliyorsa.
36- Özel günleri asla unutmuyor ve ufakta olsa mutlaka bir hediye alıyorsa.
37- Sizin için ağlamaktan utanmıyor hatta bunun için gurur duyuyorsa.
38- Çok paraya ihtiyacınız olduğu bir dönemde hiç düşünmeden bilgisayarını satabilecek kadar düşünceliyse.
39- Bir sorunu olduğunda ima yoluna gitmek yerine açık açık konuşmayı tercih ediyorsa.
40- Aynı bir şarj makinesi gibi enerjinizi tazeliyorsa.
41- Gecenin bir yarısı, sadece sizi sevdiğini söylemek için telefon ediyorsa.
42- Nasıl olsa birlikte yaşıyorsunuz diye kendini boşvermiyorsa. İlişkinizi taze tutmak için çaba sarfediyorsa. Mesela en sevdiğiniz restoranda rezervasyon yaptırıp size sürpriz ve romantik bir gece hazırlıyorsa.
43- Size ayak uydurmak için tenis dersleri alıyorsa.
44- Birlikte dans dersleri almayı teklif ediyorsa.
45- Gece kulüplerinde piyasa yapmaktansa, sizinle evde film izlemeyi tercih ediyorsa.
46- Pijamalı halinizi gece kulüplerindeki çarpıcı kadınlara tercih ediyorsa.
47- Kendisi acılı sevdiği halde, sizin için yemeği acısız ısmarlıyorsa.
48- Sizin için dünyanın öbür ucuna giderse.
49- Size gözü gibi bakıyorsa ve gözleri 6 numara bozuk değilse.
50- Size her gün “Sevgililer Günü”yse ; sevgiliniz size gerçekten aşık demektir…


veee..
bunları okuduktan sonra "lan!! nasıl lan!!" benzerliğini hissettiren, GriDeLorean'lıKaraŞövalyeme minnetlerimi sunarım..  :)

29 Mart 2011 Salı

3 günlük dönem..
 (anlamış gibiyim..
anlatmış gibi olmayı da diliyorum ama, istediği şeklide yaşamayı tercihi yapabilitesi çok daha yüksek halde mümkün olduğundan insanın çabalamalı mı, yoksa bırakmalı mı diye de sorgulamıyor değilim bu halleri, edaları, işve ve nazları felan..)

tövbe yarepbim, nasıl oldu o öyle?!
hatırlamıyorum ne yazdığımı..
o kadar mı özlenmiş bu.. :)




içimi kıpır kıpır ettiren, gecemi huzura kavuşturup, gündüzüme tekrar güneş'in doğmasına sebep olan sevdiceğim geldi.

mideme kramplar girdi, kelebekler arsızca vuruyordu kanatlarını..
ayaklarım kendine öyle kısır bir rota belirlemişti ki, karşı konulamaz şekilde 5 adım ileri, 1 dönüş, 5 adım geri..
gözüm yolda, göreceğim otobüsü diye, çıkmadık kaz ayağı kalmadı gözümün kenarında.. :p


3 gün, 3 dolu dolu gün..


birkaç hafta daha idare eder bu beni. haberin olsun viktorish .. ;)



metalik deloreanımızla bekliyorum tez vakitte yeni kavuşmayı..

27 Şubat 2011 Pazar

bugün güzel bir gün.. :)

insan ne garip..
dün dünya başına yıkılmış gibi davranırken, bugünü mutluluk dolu gülücüklerle yapılandırmak için görmezden geliyor öncesini..
iyi de yapıyor. :)




ama..

bunu yapabilecek gücü bulabilmesi, "yürü bee", "arkandayım" naralarını içten içten duyabilmesi için bir şeylere ihtiyacı var.





Kara Şövalyem 'e baktığımda, O elimi tuttuğunda işte ben de böyle hissediyorum..
içten içe.. :p



öğrendim ki; aşk lezzetlerin en uç noktasıymış..
bazen acı, ama en çok dondurmalı musçoklet gibi..


hımhh..
yummy.. ;)

26 Şubat 2011 Cumartesi

önce nefes alamazsın..







iki farklı nefes..

bire indirgenme aşamasında bir hayat..






sevgi'yi anlamlı kılana bakmak yeterken aşk ile dolup taşmaya, bazen aynı bakış çirkinliğin hissizliğini taşıyabiliyor..

o zaman çıkıveriyor hiçbir zaman aynı olmadığınız..

sadece ortaklık..

biz ortağız, ortaklığımızla mutluyuz..






garip ki her an batabilecek of'ların verilebilmesi..



























canım, içim, yüreğim çok üzgün..

içim acıyor..









ilk defa yüreğimin parçalandığını hissediyorum..













hiçbir şey düşünmemeye çalışmakla oyalıyorum kendimi..
ara ara duruyor gözlerim..


























bitsin artık..

siktir çekmek istiyorum göz pınarlarıma..
















..sonra da mutsuzluktan ağlanır hıçkıra hıçkıra..

23 Şubat 2011 Çarşamba

sevgi arsızı olmuş misali..


zevk aldığını düşündüğün ancak mantıklı görünce aynı haritada ileri geri, önce stun sonra bilmem ne, yok ulti attın mı?!

ve an geliyor, sevgili KISKANÇLIK birden hortlayıveriyor.

oyun ki bu, OYUN ULAN BU!!




bugün fikiboktan çükübik oyun karakterlerine hırslarımın kurbanı olan ben..

legedary valkyrie (nam-ı değer mirana) ve aluna beni öldüren güçler..

bunlar nedir?!






ne be bunlar?!





houf..






ha bir de şu var; kendinden büyük babasından küçük erkeklerle ortak konu yaratıp flört etmeye çalışan minik bir kaltakçığımız var..

ee bir de istediği şekilde kısmen de  İYİ NİYETLİ  cevap gönderilmesi..

şu aptal smiley kullanımları " : p " samimiyeti neyse..







arrgh!!

fak!








lâkin bozulması pek zor keyfimin.. :)

sevdiceğimm, kara şövalyem (hemen de yumuşarım, pek de malım) aldı diplomasını..


dünya'nın en saçma ama en rahatlatıcı kas gevşeticisiymiş meğersem diploma..

8 Şubat 2011 Salı

sinirlenince..


şeytan ruhumuzu ele geçirince..








karakterize konuşmalar kırsa da, hayattan sönümleyecek sözlerden kat kat iyidir..















damarlarımı tıkadın, kalbim nefes alamadı..

lütfen, yapma bir daha..
Aşk var..



tertemiz haliyle durabiliyor, inanmazken var olduğuna..


ve aniden, ve birden gelip yanağına yumuşacık bir öpücük kondurabiliyor tökezleyip hayallerinin kolonlarını balyozlamaya başladığında..





Aşk var..


kuyruğunu hep dik tutup, bazen sırtındaki tüyleri dikeltse de kıpır kıpır var..









hayaller, kesintisiz güç kaynağıymış; aslında aşkmış..




28 Ocak 2011 Cuma

tatil güzel..

güzel tatil..







iyi bir şey tatil..











mutlu..


















yumuşacık..





















ama FİNALLER!



ama ASTRONOMİ!









hayallerim değil bunlar, TEORİK HESAPLAMALAR sonrası 2010-2011 eğitim-öğretim döneminde mezun olabilitem; VUHUUUUUUUHUU kadar rahat.

lâkin..

UYGULAMALARDA ben ne yapıyorum; KALIYORUM!



lanet olsun, KALIYORUM!











hırslanırım, yaparım ben, yaparım ya, bokum gibiler mezun olabiliyorken ben neden olamayım ki?
NEDEN?!






ÇA  LIŞ  MI  YOR  UM !!

ben ÇALIŞMIYORUUUUUUUUUUUUUUUUM !!













çok kötü hissediyorum, çok fena.

her düşündüğümde oturuyor içime taşlar; a ha da tam buraya kadar..

















şu var gülümseyip, hayaller kurmama sebep, geleceğim, mezuniyetim, ismim adına;

  1. kıymetlim
  2. halen mezun olmamın teorik olarak mümkün olması















lütfen..

uzun bir süre ayaklarımın bastığı yerler pek rahat olsun, kolayca ve zevkle ilerleyebileyim yolumda..

















..lütfen

9 Ocak 2011 Pazar

O'nun normalde anlayabilecekken..


nabzımız arttığında anlamamaya çalışması ne kötü.





tanımamış gibi..
tanıyamamış gibi..

7 Ocak 2011 Cuma

çok sinirliyim! çok kızgınım!
sevgilimin tapılacak sabrı o'na bir kez daha aşık olmamı ve "ayıp olur" düşüncesiyle sakin kalmamı sağlıyor.

yahu şerefsiz olunabilir de, ŞEREFİ BOZUK nasıl olur?
işte biz ona diyoruz ki; OZON DELİĞİ..

halbu ki sanırdım ki kendine saygısı olan, yağ fışkırtanları da, ya toplayanları da sevmeyen biri.
lâkin nerden bilinirdi gözümüzün önünde ADAM dediğimizin KIÇ YALAYICI olduğunu..

ahaha!!

mallık bende, mallık bizde, "aman iyi olsunlar" diye yırttık kendimizi.
ama nerdee..

ne demiş burk'un antrenörü; KALIN BOK!!






sizin için tekrar bir düzeltme yapıyorum;

ŞEREFİ BOZUK
OZON DELİĞİ
ADAM KIÇ YALAYICI



sonuçta olabileceği tek şey;

KALIN BOK



:*

3 Ocak 2011 Pazartesi

rezil hissediyorum kendimi..
anlatamamış olduğumdan derdimi belli ki..

bne böyleyim, hep, her zaman..
çok mutlu olduğumda, korku sarar dört bir yanımı bozulacak diye.
umutsuzluk, karamsarlık hep vardır :(








bu nedir a dostlar?
ben bunda kendime kızmayayım mı?

becerebilsem, ağzıma sıçmayayım mı?
finallere çalışacak gücü nasıl bulayım kendimde? hırslanamam ki ben..

üzüntüden, rezilliğimden, UTANCIMDAN çekine çekine aradım Canımın İçi'ni..

haber vermem gerekti..
bulurdum ya bir yolunu şöyle böyleydi diye diye.
ama öğrenmiş Canımın İçi ben söylemeden.

girdim yerin dibine.

o yüzden sesim yükseldi hiç olmayacak, hiç istemediğim şekilde Hayatım Anlamı'na..

Affet Aşkım..