28 Şubat 2012 Salı

yemin ediyorum, kalbim çıkacakmış gibi oluyor..
houfghh..

26 Şubat 2012 Pazar

21 Şubat 2012 Salı





böyle şeyler de dinleyebiliyorum.
kendimi kaybediyorum mırıldanarak..



şarkı içerikli bir "...'a ithafen" durumu var..

"daha sevgililer gününde beraberdik"
biliyorum.
ama ondan önce 1 aydan fazla görüşememiştik.
ve şimdi yine en az 1 ay daha..


bu şey gibi bir durum bence; orta sonda 1 gün okula gidip de, ankara atatürk anadolu lisesi'ni kazanmak gibi bir şey..


manyak mısınız lan?!

18 Şubat 2012 Cumartesi




ölürüm buna..
14 şubat mı?

fiyuu..

en heyecanlısı, en gergin ama en huzurlusu, en aşklısı idi..
bugünler gelecekteki günlerin belirtileri..

sevgilimden içten içe istediğim ama beklemediğim bir hediye aldım ki..
sözler bakışmalardan sarfedilemese de.. :)

Çok seviyorum..
huzuru buluyorum..
ve maddesel dünya umurumda olmuyor..

çünkü O, benim istediğim dünyayı yanındayken bana en güzel haliyle sağlayabiliyor..




kayseri'den aklımda kalan söylemler;
ananeden gelen; "ebbboooooğğğvv.. ne güzel olur sizin çocuklarınız. gadasını aldıııığğım!""
anneden gelen; "ee bak, dünya gözüyle gelinini de gördün."
teyzeden gelen; "kuzum benim, çok özlemişim seni."
babadan gelen; "hoşgeldin Zeynebim."
haladan gelen; "güzel kızım, bak ben ankara'dayım. arada sırada gel bana. telefon aç. özlerim ben seni."



Muratımı gördüm 1 ay sonra ya..
elimizde kahve, sadece parkta elele otursak da yeterdi bana.
1 istedim 1000 geldi. :)



olmm!!
o değil de, ne biçim yendim seni tavlada.. ;p



her şey için minnettarım..
en çok da, sana sarılabilmekten..

sesini çıkartmadan, otogarda 1,5 saat; iki büklüm durarak, ben uyuyayım diye mis gibi bir cennetim olduğun için..


iyi ki varsın hayatımın anlamı, yaşam destek ünitem..
iyi ki varsın..
:)

7 Şubat 2012 Salı

14 şubat'ta sevgilim yanımda olmazsa, böyle olabilirm.
adam olun len!!
ağzınızı yüzünüzü kırarım bee!!

:'(

dün gece enstitü sayfasından indirip çıkarttığım özel öğrenci başvuru formunu büyük hevesle doldurdum..
3 tane istiyorlardı ama ankara üniversitesi'nin sağı solu belli olmadığı için (artık belli gerçi ama) 6 tane çıkarttım. 3'ünü doldurdum.
onay bölümü imza için hazırdı.

heveslendim.
babamla konuştum; "240 tl lazım baba" dedim, "hemen göndereyim" dedi canım babam.

annemle konuştum, "sabah arabayla gitsem iyi olur, işin var mı?" diye. "yok" dedi.

belgeleri dosyaladım, güzelce ve intizamlı bir şekilde.
öğrencilik hayatım boyunca yapmadığım şekilde, yatmadan hazırladım çantamı.

ve sabah..
ümitköy'de irilik boyutunu aşmış, "herbir kar tanesi yeryüzüne birbirine değmeden iner" ilahını bozarcasına birleşik küme halinde yağıyordu.
gölbaşı'na gidiş için dehşete kapıldım.

uzun süredir bu kadar hevesli olmadağım durum yıldırmadı "zincir var araba ulen, çeker takarım." dedim. böbürlendim..

telefonum çaldı, alarm sandım.
annem..
aynı evin içinde annem arıyordu beni.
"hayırdır?!"

- anne?
~iyi değilim sinem.
- anne..
~...

canı sıkılmış, bunalmış, daralmış ve birkaç sene evvel bir doktorum verdiği antidepresanı almış. okumadan, bakmadan. yan etkileri neler neler..

boru değil; 75 mg'lık bir ilaç.

ve hali iyi değil.

aniden ~DEJAVU~
rüya ya da kabus dejavusu..
uyanmadan önce gördüğüm o filmde annem intihar ediyordu bir kutu ilacı alarak. hastaneye götürüyordum, serumlar, kusturmalar, "midesini yıkayacağız" demeleri..
koşuşturan doktorlar vardı..

bu sabah rüya devam niteliği mi, aynısı mı duraksaması sardı birden.
basiretin bağlanması..

üzerimde yırtık pırtık Murat'ımın aldığı bir tişört. askıdan aldığım bir pantolon da altımda.
annemi giydirdim..
ayakta duramaz halde.

- kaç tane aldın?
~1 tane.

arabayı getirdim apartmanın girişine ve sabah trafiğinde hastaneye gidiş..
endişe..

arabayı nasıl kullandığımı hatılamıyorum.
yani bir an silkinmem gerekti.
sürekli kısa kısa durum filmleri gözümün önünde..

acil servis..
serum, sorgulama..
ilacın kutusu da yanımdaydı, doktor baktı, sordu soruşturdu..

eve geldik..
annemi yatırdım ve uyudu.

"bugün gölbaşı'nı unut sinem" dedim. annemi bırakamazdım tek başına.

uyku, sakinlik, sabah programları ve annemi kontrol..


ama..
öğleden sonra 2 gibi, annem çıktı odasından ve "ben gezmeye gidiyorum" dedi.

gezmeye..

6 Şubat 2012 Pazartesi

1 kez yazmayı dener misin?
hissettiklerini..

5 Şubat 2012 Pazar

dün olanlardan sonra..
böyleyim..

bilmiyorum..
ama; başkalarını kırmak            
da geri döndürüyor
beni..


her şeyden kurtulmak için
mecbur kalmışım gibi,
bunları yapıyorum..


gerçekten yorgunum..     
                                                        


Her sabah uyanıyorum ve hala yapmak istediğim ilk şey yüzünü görmek…


~ps i love you~
bazen temizlenmesi zor derece sıçarsınız..

tebrikler..
~








~

4 Şubat 2012 Cumartesi

huzursuzlukta huzur aramak.. tek başına..

anlatılmaması gereken bir şeyin, "anlat artık!" demesiyle ne olur?




sessizlik..





...





sessizlik..






ya duydukları karşısında, bir gün iade-i ziyaret yaparsa?

"zaten..."
"zamanın da.."
"ama o da.."

gibi..







mezarımın tekrar açılması gibi..



















ben ki kendimi affedemiyorum sevdiğim bir kaç insana karşı..
ya anlatırsam?


















allahım, çıldııryorum..
yardım et ne olur..















etrafımda onca insan varken, yapayalnızım..







sıkıntıma, derdime aylardır kılıf buluyorum.
ama yoruldum artık..



















çok yoruldum..