25 Aralık 2010 Cumartesi


aşk olmazsa, aşkım olmazsa, ne siyahın ne beyazın, ne ağlamanın ne de gülümsemenin tadı çıkar..

iyi ki var..
yeni yeni şeyler almak istiyorum artık..

yeni bir ayakkabı, yeni bir mont, yeni bir pantolon..



allahım, yardım et.
madden, manen.

biriktirdiğim azıcık paracıkımı harcadım birine..
umarım beğenecektir..
umarım istediğim "beğenmekten öleceğim" tepkisini görebilirim.


hof.
çok eksik, çok yanlış şeyler oluyor.
olmaması dileğim, olmamasını düşündükçe oluyor.

yoruldum, üzülüyorum.
öyle böyle, 3~5 kelimeyle anlatılır değil.

ruhumun sınırlarını ucu dengesizce kırılmış bir bıçakla çiziyor biri. bastıra bastıra.
içime akıtıyorum göz yaşlarımı, bir müddet dayanabiliyorum sabretmeye, bırakıveriyorum aniden.

kusmak istiyorum; ciğerlerimden, beynimden.

çok üzgünüm.
mutsuzluğum bu yüzden.

okunmaya değer görülmeyen notlar aslında sevgi, aşk ibreli..
sinir öyle lanet bir çamur ki, bir dokununca yıkanıncaya kadar her yere bulaşmış oluyor.
siliveriyorum hepsini değmez naralarını sessizce patlatarak gözyaşlarımda.

kızıyorum kendime bu sefer.
altına nazaran değer biçmeye çalıştığım bir durum varmışçasına..
olmaz, olamaz ki..

ben çok yorgunum..

kendimden..
herkesten..

düşünmekten..
bir anlık da olsa düşünmemek için düşünmekten..

ironilerden..

hayallerimin gerçek olamayacağından, yapamayacağımdan..

istediklerimin, artık istediklerim olduğunu kendime kanıtlamaktan.
sonuca dair uygun bir sebep üretmekten..



ben varım, biraz da olsa kalan ben..
















ben yeterince kötü davranıyorum kendime.

lütfen..
lütfen, iyi davranın..

21 Aralık 2010 Salı

Komünist, Yahudi ve Dalkavuk.. (12 Mart 1934)


Türk milletinin dışarki düşmanları bütün dünyadır. Bunu tarih bize edebi bir öğüt halinde hikaye eder. İçerdeki düşmanları ise üç tanedir. Komünist, yahudi ve dalkavuk.
Komünist, vicdanını yahudi “Marks”a satmış olan vatansız serseri demektir. Amele diktatörlüğünün kurulduğu yerde cennete varılmış olduğunu zanneder. O, bazen bu zannında samimi olan bir aptaldır. Bazen de samimi değildir, aldatmak için böyle söyler. O zaman da kalleştir. Komünist, dünyada patronla işçi arasındaki hukuk nusavatsızlığını halletmek için ortaya atıldığını söyler. Bunun için de ilk yaptığı iş dinleri, milliyetleri, vatanları inkar etmektir.

Komünist, dünyadaki bütün meseleleri “mide” ile izah etmek gayretindedir. Ona göre “milliyet” midesi dolu olanların, midesi boş olanları kullanmak için vasıta ettiği bir tuzaktır. Milliyetler kalkarsa dünya cennet olucaktır. Türkiye’deki komünistlerin çoğu Türk değildir. Asıl milliyetlerini kaybederek Türkleşmiş melezler veya gayrı Türklerdir.

Türk milliyetini kökünden kıracak herhangi bir harekete bunların iştiraki, tahteşşuurlarında yaşıyan “Türk’e kin” ile izah olunabilir. Komünistlerin bir kısmı züğürtlerdir. Başkalarıyla musavi olmak için başka çıkar yol göremedikleri için bu dipsiz yola dalmışlardır. Bir kısmı da cinsi hayatlarında ihtibas yapa yapa tereddi etmiş aşağılıklardır. Komünist cemiyette kolayca kadın bulabilmek düşüncesi onları bu yola atmıştır. Bir kısmı, komünist merkezlerinden para ve rütbe alan kabadayılardır. Bir kısmı da budalalardır. Bilmeden, anlamadan, görmeden bu işe girişmişlerdir. Fakat her ne olursa olsun komünist vatan hainidir. Halkının ancak binde biri amele olan ve amelesinden çok başka sınıf halkları ezilmiş bulunan Türkiye’de amele sınıfının menfaatleri müdafaa için ortaya atılmak bahanesi gülünçtür. Onların hakiki maksadı bizi komünist merkezlerinde esir etmektir. Sistemli bir tarzda ırkımızı imha eden merkezlere….

Komünistlere verilecek cevap şudur: Türkiye’de servet haksızlığı ve gayrımeşru suretle kazanan zenginler varsa bunu düzeltmenin yolu komünizm değildir. Komünizm ileri bir hamle ise bu hamleye geri, kaba ve ahmak mujik kılavuzluk edemez. Beşeriyetin rehberliğini Almanlar ve İskandinavlar gibi en ileri milletler iddia ederlerse hak kazanabilirler. Fakat Ruslar, asla! 10.000.000 amelenin yaşadığı koca Almanya’da komünistler en çok 6.000.000 taraftar bulabilmişlerdi. Bugün ise milliyetçiliğin çelik yumruğu orada komünizmi ezmiştir.

İkinci düşman yahudidir. Onun Allahı paradır. O, cebine birkaç para koyabilmek için gölgesinde yaşadığı bayrağı satmaktan çekinmiyen namussuz bir bezirgandır. Hangi memlekette oturuyorsa oranın düşmanıdır. Fakat bu düşmanlığını açıkça değil yüze gülerek, tezellül ederek yapar. Yahudi mayi gibidir. Derhal bulunduğu kabın şeklini alır. Yer yer kurulan yahudileri Türkleştirme cemiyetleri bu zelil politikanın neticesidir. Bununla cihan savaşında düşmanlarımıza casusluk ettiklerini, mütarakede Türklüğü tahkir ettiklerini unutturmak isterler. Hatta daha ileri giderek kendilerine Türk adları takarlar. Yahudi iki türlüdür. Biri asıl Yahudidir, bu dilinden tanınır. Biri de Yahudi dönmesidir. Bu dilinden tanınmaz. Bunu tanımak için yüzünün mütereddi Yahudi hatlarına dikkatle bakmak lazımdır. Yahudiyle Yahudi dönmesinin hiçbir farkı yoktur. Biri “biz Yahudiler” derse öteki de “Siz Türkler” der.

Üçüncü düşman dalkavuktur. Bunlarda Yahudi gibi daima kuvvetli olan tarafı iltizam ederler. Hayatları “yaşasın” diye geçer. Türkiye’nin fertleri, hükümetin bütün icraatlarını beğenip alkışlamağa mecbur olmadıkları halde bunlar onu alkışlamayı “farzı aynı” haline getirirler. Vicdanı ve ilmi kanaatlerine göre yanlış gördükleri şeyi korku veya dalkavukluk saikasıyla doğru imiş gibi alkışlıyanlarla onları açıkça tenkit edenlerden hiç şüphesiz ikinciler doğru hareket ettikleri halde bunların hareketlerin inkılaba muhalefetle itham ederler. Onlara göre inkılabın öz çocuğu olmak için dalkavuk olmak lazımdır. Fakat işin en kötü ciheti kanaatlerini açıkca söyliyen vatandaşları kötülemek kabiliyetinde olmalıdır. Onlar düşünmezler ki, düşüncelerini apaçık söyliyen vatandaşlara kötü gözle bakılmaktan vazgeçilmezse artık Türkiye’de doğru sözlü ve cesur insan yetişmesine imkan kalmayacaktır. Bu dalkavuklar daima Türkiye’nin en hür memleket olduğunu söylerler. Fakat ufak bir tenkit üzerine bastıkları yaygara ile düştükleri gülünç tezatı göremezler. Bu dalkavukların yüzüne karşı dalkavukluklarını tenkit ederseniz alacağınız cevap şudur: “Ne yapayım ben dört çocuk babasıyım” veya “Ben başımdan korkarım, ne yapayım?”. Türkiye’de komünist en çok 10.000, Yahudi 100.000′dir. Dalkavuğun sayısını ise Tanrı bilir.


Hüseyin Nihal ATSIZ

15 Aralık 2010 Çarşamba