7 Ocak 2012 Cumartesi

annem beni çok yordu.






hani gripin'in bir şarkısı vardı;  SUSTUKLARIN BÜYÜR İÇİNDE










ufacık böbrek taşı, büyüdü, büyüdü ve boğazıma oturdu.. 
kelimeler batar daha da büyür halde..


sonrasında varolan ise; anneme dair kalbimde olan hissiz ve anlamsız koca bir yoğunluk..










ve ardından söyleyebileceğim tek şey; 


"Affetmek için iki kişilik erdem lazım. Hem onu affetmek, hem onu affettiği için kendini affetmek." -Orson Welles 










gizli saklı anneme ithafen..








"razıyım acı içinde ölmeye, doktorlar yok olabilirler. hiç üzülmem.." diyebilen biriyim an itibariyle. çabalamak, uğraşmak, sabretmek ile dert yanmam çünkü uğruna çabaladığım kişi için değer. ama o kişi beni yanlış anlamakta diretiyor ise "ohh, allah belamızı verdi, götümüze sokup sokup çıkarıyor." demek için de kendimde hak görürüm. açılacağını bile bile şemsiyeyle oynamam da tamamiyle benim problemim. üzülürüm, sıkılırım, bunalırım, anlatamam kimseye. kendimce akıl vermeye çalışırım, o akıl tuzlanıp, biberlenip geri gelir bana ve ben de gider sığınırım "lucky strike click"e. sessiz , sakin ve usulca öldürmeden 1 adım evvel uyuşturur beni.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

hoooğğpbaağğ..